Bu sefer biraz uzun bir hikayemiz var . Sıkılanlar direk resimlere geçebilir ama benim muhakkak yazmam lazım. Hikayemiz 1992 'de başlıyor. O zaman Ferhan ile Yapı ve Kredi Bankası'nda beraber çalışıyorduk. Birbirimizi çok severdik kardeş gibi olmuştuk. Eşimle de tanıştırdıktan sonra üçümüz sık sık iş dışında da görüşmeye başladık. Sonra Ferhan İstanbul'un karmaşasından hoşlanmadı ve memleketi İzmir'e tayinini istedi. İrtibatımız hiç kopmadı Kaş'a yaptığımız bir seyahate Ferhan'ın kız arkadaşı Aydan da katıldı. Onu da çok sevdik, hemen kaynaştık. Sonra onlar evlendi, sonra 1999'da bizim oğlumuz Kerem doğdu. Aydan'la Ferhan İstanbul'a geldiklerinde bizde kalırlardı. Biz de işe giderken Kerem'i onlarla bırakırdık. O sıralar 3 veya 4 yaşlarında olan Kerem "Size İstanbul'u gezdireyim" diyerek bunları Akmerkez'e götürür istediği oyuncakları aldırırdı. Derken yıllar geçti Aydan'la Ferhan'ın bebeklerini beklemeye başladık . 2008 Nisan ayı ofiste çalışırken Ferhan'dan mail geldi " Kerem 2 doğdu". Hemen konuştuk hayırlı olsun vs temennilerinden sonra " adı ne olacak oğlanın söylesene" dediğimde "Kerem 2 dedim ya" demez mi. Kerem'i çok sevdikleri için kendi oğullarına da Kerem adını vermişlerdi. Böylece bizim ikinci bir Kerem'imiz oldu. Nasıl tatlı nasıl güzel sapsarı saçlı, masmavi gözlü şirin mi şirin bir küçük adam. İşte bu Kerem'imizin geçtiğimiz hafta doğumgünü kutlandı. Yasemin teyzesi de aşağıdaki kurabiyeleri yapıp İzmir'e yolladı. Annesiyle konuşurken fonda kurabiye kolisini açan Kerem'in baaak baak dediğini duydum. Kısacası minik adamımız kurabiyelerini sevdi, beğendi. Nice yaşlara canım benim. Çok öpüyorum...
Kerem otomobilleri çok seviyor bu yüzden renk renk arabalar
0 yorum:
Yorum Gönder